Umutlu Bir Gün

Umutlu Bir Gün

24 Ağustos 2012 Cuma

Tatil Bitiyor...

Tatilimizin bitmesine az kaldı. Büyük oğlum Fen Lisesini kazandı. Onun okulunun ve küçük kuzunun kreşinin saatlerinin çakışmaması için taşınmak zorundayız. Son iki hafta ev toplamakla geçti. Kısmetse bu hafta yeni evimize geçeceğiz. Eylül ayı sıkıntılı ay. Benim seminer çalışmalarım, çocukların okul hazırlıkları. Kış hazırlıkları. Okullar açılmadan yapılması gereken temizlik, düzen işleri vs başlayacak artık. Bunlara bir de taşınma eklenince sıkıntıya girdim iyice.

Okulların durumu da tam belli değil. Bizim okul ilkokul oldu ama ilçede okul sayısı yetersiz olduğu için ortaokul aynı şekilde devam edecekmiş. Birinci sınıfa kayıt yaptıran 180 öğrencimiz olmasına rağmen sadece üç dersliğimiz var. Bu sene birinci sınıf okutmayacağım için şükür eder durumdayım. Seminer döneminde her şeyin biraz daha netleşmesini umuyorum.

Neyse şimdilik bu kadar. Taşınma bitince kış hazırlıklarımı paylaşmak istiyorum. Hadi hayırlısı…

3 Ağustos 2012 Cuma

Annesini özlermiş!


Umut ile birlikte belgesel izliyoruz. Belgesel mücadeleci bir anne- yavru antilobu konu edinmiş. Antilop yavrusu doğumundan hemen sonra dişi bir aslan tarafından yakalanıyor. Henüz korkuyu bilmediğinden midir yoksa anne sıcaklığı arandığından mıdır bilinmez aslana yanaşıp kokluyor ve insafa gelen dişi aslan onu yemiyor ve gidiyor. Çizgi film falan değil gerçek görüntüler! Yavru antilop ortalıkta aç susuz bütün gün geziyor sürüdeki dişi antiloplardan süt emmeye çalışıyor ancak antiloplar ona aslan kadar bile merhametli davranmıyor, kovalıyor, boynuzlarıyla itiştiriyorlar. Belgesel böyle devam ediyor derken…..

Asıl garip durum bizim evde yaşandı. Umut canhıraş bir biçimde ağlamaya başladı. Önce bir yerinin ağrıdığını falan zannettim. Sakinleştirmeye çalıştım. Ne oluyor oğlum, niye ağlıyorsun derken bomba geldi:
-        Annesini özlemiştir o, annesi gelsin, annesi gelsin! Annesi gelsin istiyorum!!!! Böhüüüüüüüüüü


Benim merhametli kuzum, zavallı yavru annesini bulana kadar sakinleşmedi. Anneyle yavrunun kavuşma anlarında ise tam şenlik havası esti, çığlıklar, sarılmalar, öpüşmeler :D

2 Ağustos 2012 Perşembe

Buz devri 4


Umut’un aklına gelen her an ne zaman izleyeceğiz anne demesine rağmen, filmi görmek için Malatya’ya gitmeyi beklemek zorunda kaldık. Film Adıyaman’a geldi ama buradaki salon ne yazık ki hiç güzel değil. Evde izlemek için dvd sini beklemeyi tercih ederdim doğrusu. Malatya’ya iki günlük bir kaçamak yapınca fırsat bu fırsat diyerek sinemada aldık soluğu. Küçük beyin keyfi yerindeydi tabi ki. Fırsat bu fırsat hem mcdonalds keyfi yaptı hem abur cubur bir sürü şey yedi.


Film üç boyutluydu ve ilk etapta fındığımı biraz ürküttü ama gözlüğü tak çıkar yaparak olayın gözlükte bittiğini anlattıktan sonra keyifle seyretmeye başladı.


Seyretmeyenler olabilir o yüzden konudan bahsetmeyeceğim ama aksiyonun yüksek, heyecan dorukta ve eğlenceli olduğunu belirtmeliyim. Kahramanlarımıza yeniler eklenmiş. Konuya ergenlik sancılarının (şeftali) yansımasıda ayrı bir güzel olmuş. Umut da biz de çok beğendik, çok eğlendik. Tavsiye ediyoruz.

1 Ağustos 2012 Çarşamba

menü


Dün aksam menümde Pilav, kızarmış tavuk, söğüş salata ve cacık vardı. Herkes paylaşıyor ben de yazayım dedim:))


Bir kaşık zeytinyağı ve iki kaşık yoğurtla terbiyelediğim tavukları actifry’ da kızarttım. Pişmeye yakın baharat ve tuzunu attım, taze kekik ve sarımsak ekledim. Afiyet olsun…



Esse’den aldığım yeni kurulama bezlerimi de göstermek istedim. Çok ciciler:D

Üff tamam konu bulamadım ben de bari bunları yazayım dedim. :)

29 Temmuz 2012 Pazar

Amasra- Safranbolu-Bolu


Düğünü savdıktan sonra sıra gezmeye geldi. Çaycuma birçok gezi noktasının merkezindeydi ve birer gün arayla Amasra- Safranbolu- Bolu gezisi yapabildik.

Amasra; Fatih’in verdiği ismi ile “Çeşm-i Cihan” Allahın özenip de yarattığı bir yer. Daha ilçeye varmadan insanı yeşil ve mavinin uyumu çarpıyor. İnanılmaz güzel bir noktada, ormanlar sanki denizi kucaklıyor. Ne yazık ki insan eli değmiş, çok kalabalık ama yine de birçok tatil bölgesinden daha iyi durumda. Bölgede ağaç işlemeciliği yaygın, buna bağlı olarak Çekiciler Çarşısında çok güzel hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.


Gezi günlerimizin ikincisinde gittiğimiz Safranbolu bana nedendir bilmem eski Türk filmlerini anımsattı. Halkın yaşadığı Safranbolu ile koruma altında olan Safranbolu birbirinden ayrı yerlerde. Halkın yaşadığı bölgenin hiçbir özelliği yok ama sit alanına inildiğinde çok farklı bir ortamla karşılaşıyorsunuz. Evler çok güzel, birçoğu otel, pansiyon, kafeterya vs olarak hizmet veriyor. Ahşaptan yapılmış, ince bir zevkin eseri olan evler gerçekten çok güzel. Tarihi Arasta Çarşısı, Bakırcılar çarşısı vs çok değişik. Hediyelik olarak safranlı lokum ve Safranbolu evlerinin maketlerini aldık.



Son gün Bolu’ ya gidip hem teyzemi ziyaret ettik h em de nefis doğasının yansıması Gölcük Mesire alanını gezdik. Bolu için güzel bir şehir diyemeyeceğim ama doğal güzellikleri inanılmaz. O kadar yeşil ve serindi ki sıcak yaz günlerinde ohhhh dedik. Ne yazık ki Bolu’ yu gezmek için vaktimiz kısıtlıydı ve görmeyi çok istediğim Abant’ a gidemedim. Umarım bir daha ki sefere…


27 Temmuz 2012 Cuma

Kına- Düğün


Karadeniz’de kına adetleri bizim buralardan çok farklı değil. Erkekler (Damat dahil) kınaya katılamıyor. Kadınlar kendi aralarında sazlı sözlü eğleniyor. Bizim bu taraflarda erkekler katılmasa da izleyici olarak orada bulunur. Kına elbisesi ile eğlenceye katılan gelinimiz ilerleyen saatlerde bindallı giyindi ama bindallı yeni modaya uygun “Hürrem” elbisesi adı verilen bir giysiydi. Esmer güzeli gelinimize çok yakışmıştı, doğrusu ben çok beğendim. Giyinip ortada salınsam diye düşündüm ama bu kadın deli derler mi acep? Ne yapalım bizimkide Süleyman değil Bülentman desem olmaz mı:D vs iç konuşması sonucunda vazgeçmek zorunda kaldım. Ellerimi kınalamakla yetindim:(



Düğündeyse gelini karşılamaya köçekler geliyor. Yüklü bahşiş koparıyorlar doğrusu. Bizimkine o kadar söyledim hocakocalıkta ısrar etme vizyonunu geniş tut diye ama beni dinlemedi:P



Düğün çok eğlenceli geçti, dört saat boyunca hiç oturmadım. Bütün kurtlarımı döktüm. Bu bana bir süre yeter sanırım.