Umutlu Bir Gün

Umutlu Bir Gün

24 Haziran 2012 Pazar

offff çok sıcakkkkkk

Şu anda sıcaktan yapış yapış olmuş bir halde tv izlemek yerine Özlem Tunca'nin yerine Taylant da kaplanları sevebilseydim keske:( Ama yapamam, neden mi? Çünkü bir hafta daha üç yüz öğretmenle birlikte donanımsız salonlara doluşup, duymanın imkansız olduğu ortamda güya seminer görmek zorundayım:( Yani Özlem Tunca beni cagirmadigindan, kız Saliha nolur gel sensiz tadı çıkmıyor demediğinden değil:P

16 Haziran 2012 Cumartesi

Ötekileştirmediklerimizden misiniz?


Üniversiteyi başörtüsü konusunda en sert tutum gösteren rektörlerden birinin döneminde okudum. Başörtülü olmadığım halde başörtüsü eylemlerine katıldım çünkü bu konuyu özgürlüklerin kısıtlanması olarak algılıyordum. İnsanları inançları, eğilimleri, farklı düşünceleri nedeni ile “ötekileştirmek, benim gibi düşünmedikleri için yargılamak yanlış görünüyordu gözüme. Yanlışlara karşı sessiz kalmanın ise onursuzluk olduğuna inandım. Bir gün sıra bana da gelir, birileri de gelir benim özgürlüğüme müdahale eder dedim hep kendi kendime. Düşündüğüm gibi de oldu. Gün geldi devran döndü bir dolu zaman geçti, dün başörtülerini özgürce takabilsinler diye birlikte eylem yaptığım insanlar beni ve benim gibi başörtüsü takmayan kadınları “ötekileştirmeye” başladılar. Allah ellerine iman terazisi vermiş gibi insanların inançlarını tartmaya başladılar. Dindar olmanın, hatta bir dine inanmanın bile zorunlu olamayacağını, bunun Allah’la kul arasında olduğunu unuttular. Daha dün kendilerine yapılan baskıları hatırlayıp empati kurmak yerine intikam almayı tercih ettiler. Kadın bedenine; kürtaj, sezaryen, tecavüz başlıkları ile saldıranlar, daha dün başörtülerine uzanan elin bundan farklı olmadığını düşünemediler. Özgürlüğün kişiye, kuruma, fikre göre belirlenemeyeceğini fark etmediler.

Bugün kamu kurumlarında, hastanelerde türbanlı kadınlar çalışabildiği halde; kot pantolonlu, mini etekli kadınların çalışamadığını fark ediyorum. İnsanların darbe yıllarında olduğu gibi fikrini gizlemeye başladığını fark ediyorum. En basit işlerinin hallolması için cemaatlere katılmaya çalışan insanlar görüyorum. Samimiyetin azaldığını ama sözde “inananların” çoğaldığını görüyorum. Başörtülü olmayan bizlerinse evlerde, yollarda, çalıştığımız işlerde, mahalle baskısına maruz kaldığımızı ve “ötekileştirilmeye” başlandığımızı hissediyorum. Bunun sonu nereye varacak bilmiyorum…

3 Haziran 2012 Pazar

Sabah sabah 2



Sabah sabah kafamda duran gözlüğü yarım saat aramışsam,
 Sabah sabah sınavda görevli koca-belly'e dışarıda arkadaşlarla kahvaltı ayarlattığımı unutup cay demlemişsem,
 Sabah sabah iki tane bardak kırmış, bir de toplarken elimi kesmişsem
Bilin ki bu olayların kaynağı benim şaşgoloz, sakar bir insan olmam değil; Umut' un sabah 5:30 da uyanıp, beni de uyandırıp: "Anne, anne biliyor musun ben Duyguya aşığım, o beni öptü " diyerek tekrar gidip uyumasıdır:(

2 Haziran 2012 Cumartesi

Sabah sabah


Yer: Yatak odası
Saat: 7:45
Koca: Gömleğim nerede?
Ben: Her zamanki yerinde
Koca: Saliha pantolonum nerede??
Ben: (Sesimi; uyuyorum görmüyor musun tonuna ayarlamış) Her zamanki yerinde!!
Koca: Kravatım nerede?
Vs vs vs devam eder...

Saat: 19:30
Yer: Oturma odası
Ben: Bu çorap neden burada??!!
Koca: Her zaman ki yerinde ne var:) Hah ha hah
Ben: ??!!

Tanrım erkekleri yarattın tamam ama birazda takip etsen:)